VW araçları, Türk-Alman krizi sonucu geri alınır mı?

0
238
VW Grubu’nun başı, yaklaşık 2.5 yıl önce dizel emisyon hilesi nedeniyle A.B.D’de belaya girmiş ve bu durum tüm dünyaya yayılmıştı. Öyle ki A.B.D’de satılmış olan VW ve Audi modellerinde kullanılan 2.0lt dizel motorlu araçları VW Grubu geri almaya başlamış ve biz de bu konuda araçların ne yapılacağı ile alakalı olarak bir analiz gerçekleştirmiştik. 

VW’in bu araçları geri alımı bir süredir devam ediyor ve her bir otomobilin kapılarının bir miktar açılması da hesaba katılırsa yaklaşık 14m2 alan kapladığı hesaplanabilir ve bu da 475.000 adet araç için tam 6.650.000m2 yapıyor. Yani 6650 dönümlük bir alana ihtiyaç var. Her ne kadar geri alınan araçların tümü tek bir yerde depolanmayacak olsa da yine de markanın bu konuda işi oldukça zor. Ayrıca dizel 2.0lt motorların haricinde bir de Audi ve Porsche modellerinde kullanılan 3.0lt dizel motor ile ilgili olarak geri alma durumu mevcut ve bu araçların sayısı da on binlerle ifade ediliyor. 

İkinci el fiyatına sıfır Porsche Cayenne

VW’in geri aldığı araçların küçük bir kısmı
Üstelik bu araçların tümü birer kanıt olarak değerlendiriliyor ve dava sonuçlanana kadar da geri alındıkları zamanki kondisyona sahip olmaları isteniyor. Bu nedenle de tüm bakımları ve koruma işlemleri tek tek uygulanıyor. Düşünün ki, hiçbir şey yapamadığınız araçların her birine belirli periyotlarla bakım yapıyorsunuz ve buna yıllık periyodik bakımlar da dahil. Bu durum bol sıfırlı faturaların VW’i fena halde yorduğunu ve elini kolunu bağladığını gösteriyor. 
Geri alınan araçlar ne olacak?
Dava sonuçlanır sonuçlanmaz ve VW’in sunduğu emisyon çözümü onaylanır onaylanmaz ise VW araçlarla dilediğini yapabilecek ve emisyon sorunları düzeltildikten sonra ise iç veya dış piyasaya 2.el araç olarak satılabilecek. Bu arada emisyon sorunu çözülemeyen araçların ise hurdalığa giderek ezileceği belirtilenler arasında bulunuyor. Ancak bize göre VW bunun bir çaresini bularak araçları yedek parça olarak 3.Dünya ülkelerine veya Türkiye’nin de içinde bulunduğu gelişmekte olan ülkelere satabilir diye düşünüyoruz. Ayrıca daha önceden de konuşulduğu gibi A.B.D içinde de satmanın yolu açılabilir. 

Ülkemizde ve Avrupa’da durum nedir?
VW, A.B.D’de bu kadar aracı geri alıp, depolayıp bir de bakımlarını düzgün bir şekilde yaparken, ülkemizde ve Avrupa’da durum daha farklı. Her ne kadar markanın ana vatanı Almanya’da çeşitli davalar VW’e karşı devam etse de şimdilik elle tutulur bir sonuç yok. Bu tip bir geri alım Almanya ve Avrupa’da gerçekleşir mi bilemiyoruz ancak ülkemizde halen VW üretimi bazı 1.4lt, 1.6lt ve 2.0lt (tümü dizel) motora sahip VW araçlar geri çağrılıyor ve emisyon değerini belirtilen sınırın altına çeken gerekli güncelleme yapılıyor. Ayrıca müşteriye, bir servis harcaması sonrası hesaptan düşecek şekilde 100TL promosyon tanımlanıyor. 
Türkiye’de geri alma mümkün mü?
TUV Türk’ün halen kullandığı ölçümlerde sınır CO2 seviyesi VW’in güncelleme yapılmayan motorlarından bile daha yüksek fakat ilerleyen dönemlerde bu seviyenin düşeceği tahmin ediliyor. Ancak Türkiye ile Almanya arasında mevcut siyasi gelişmelerin de etkisi ile müthiş bir bilek güreşi mevcut ve bu durum emisyon konusuna atlar mı gerçekten de merak ediyoruz. Bu konuya benzer bir şekilde daha önceden bir nevi Alman-Amerikan Savaşı’nın başladığından bahsetmiş ve özellikle gelişmiş ülkelerin birbirleri ile dost görünmelerine rağmen soğuk savaşı ekonomik olarak devam ettirdiğine değinmiştik. 

Bize göre A.B.D’de yaşanan emisyon skandalı, VW’in fazla gevşek davranmasını fırsat bilen A.B.D’nin VW’in araçlarında bu durumun olduğunu bilmesine rağmen uzunca bir süre bekleyip işi katmerli hale getirmek istemesi gibi görünüyor. Bu sayede emisyon skandalının yankısı çok daha fazla oldu. Belki A.B.D makamları 3-5bin araçta bu hatayı tespit ettiler ancak duruma göz yumarak sayının çok daha yüksek olmasını sağladılar. Bu sayede hem dünya çapındaki yankısı hem de VW’e zararı çok daha şiddetli gerçekleşti. 
İşte bu nedenle ülkemizde satışları çok yüksek değerlerde seyreden VW2in başına böyle bir durum gelir mi diye kendimize sormadan edemiyoruz. Her ne kadar geçmişe dönük bir işlem yapılamayacağını düşünüyor olsak da, VW’in açığını siyasi açıdan iyi değerlendirmek gerekir. Sonuçta bunu A.B.D son derece kurnaz bir şekilde gerçekleştirdi ve büyük ticari rakibi Almanya’nın en büyük güçlerinden bir tanesi olan VW’i ciddi anlamda sarstı. Üstelik A.B.D’de yer alan bazı VW görevlilerini tutuklayarak bu işi bir de psikolojik harbe dönüştürdü. Ancak üst düzey A.B.D’li siyasilerden bu konuda en ufak bir söz duymadık. Yani A.B.D büyük bir zeka ve plan ile Alman devi VW’e diz çöktürmeyi başardı. 
Şu anda ülkemizin de bu fırsata sahip ve gerçekten birilerine ders verilmek isteniyorsa yolunun bu tip kurnaz ve alttan alttan gelen hamleler olduğuna inanıyoruz. Ancak emisyon denetimlerini yapan firmanın da bir Alman kuruluşu olan TÜV olması ve TÜV’ün Türkiye temsilciliğini de Doğuş Grubu’nun yapması işleri arap saçına döndürüyor. Yani ülke olarak bazı şeyleri sanki fena kaptırmışız ve bu tip hamleleri yapmak biraz zorlaşmış gibi görünüyor. Zaten emisyon skandalı ortaya çıktığından itibaren ülkemizdeki siyasilerden en ufak bir ses duymamış olmak bizleri üzdü ve bu nedenle de emisyon konusunda ancak cılız promosyonlar ile idare edecek gibi görünüyoruz.