Elektrikli otomobil satışlarında dünyada ve ülkemizde durum ne?

0
390
Elektrik enerjisi ile çalışan otomobiller elektrikli otomobil olarak adlandırılıyor. Bu otomobiller günümüzde sayısı en fazla olan içten yanmalı motorlara sahip otomobillerden farklı olarak gücünü bir veya daha fazla elektrik motorundan alıyor ve yakıt olarak elektrik enerjisini kullanıyorlar. Mantık olarak bataryalarında biriktirdiği elektrik enerjisini harekete çevirerek çalışmaktadırlar. Ürettikleri hareketi içten yanmalı motorlara göre daha az maliyetle üretmelerinin yanında, çok daha önemlisi daha az kirlilik yaratıyorlar. Yapılan tahminlere göre elektrikli otomobillerin sayısının artmasıyla karbon emisyonunda (hava kirliliğine sebep olan zararlı egzoz gazları üretimi) %30’a varan bir azalma beklenmektedir.

Günümüzde çok revaçta olmasalar da elektrikli otomobillerin geçmişi bilinenin aksine çok gerilere gidiyor. 19. yüzyılın ortalarında ortaya çıkan elektrikli araçların, o tarihlerde en az içten yanmalı motora sahip otomobiller kadar revaçta olduğu bilinmektedir. Hatta Osmanlı’da II. Abdülhamit tarafından 1888 yılında bir İngiliz firması olan Messrs Immisch & Co şirketine ilk elektrikli otomobilimiz sipariş edilmiştir. Bu otomobil 20 Amperlik 48 Volt 1 beygirlik güce sahip bir otomobildir ve sultanın büyük beğenisini kazanmıştır.
Peki ne olmuş da elektrikli otomobiller cazibesini yitirmiş? Bu sorunun cevabını bugün herkes tarafından tanınan, adına capsler dahi yapılan Henry Ford ile ilişkilendirerek de cevaplayabileceğimiz sanıyoruz. 
20. yüzyılın başlarında oldukça popüler olan elektrikli otomobiller, uzun şarj süreleri, kısa menzilleri ve içten yanmalı motor teknolojilerinde sağlanan yenilikler dolayısıyla (elektrikli starter gibi) elektrikli otomobiller cazibesini yitirmeye başlamıştır. Benzinli motorların yakıt yükleme süresindeki avantajı, sayılarının artması ve çeşitlenmesi, bunun yanı sıra petrol altyapısında sağlanan gelişmeler elektrikli otomobilleri tartışmalı hale getirmiştir. Ayrıca Ford’un Fordist üretim tarzı olarak isimlendirilen yeni ve hızlı üretim biçimini benimsemesi sebebiyle sayıca çok ve hızla üretilen benzinli otomobiller, elektrikli otomobillere göre daha avantajlı hale gelmiştir.
Şimdi günümüze dönelim ve elektrikli otomobil satış rakamlarına kısa bir göz atalım. Bakalım bugün ne kadar revaçtalar?
Dünyada geçtiğimiz yıl toplamda 540 bin elektrikli otomobil satılmıştır. Bu rakam Türkiye’de yalnızca 120 adetle sınırlı kalmıştır. Bunun en önemli sebeplerinden biri ülkemizde batarya fiyatlarının yüksek olması ve elektrikli otomobillerin cazibesini düşürmesi denilebilir. Avrupa’da ise 2015 yılında elektrikli otomobil satışları deyim yerindeyse bir patlama yaşamıştır. Avrupa Otomobil Üreticileri Derneğinin derlemiş olduğu verilere göre, 2014 yılında 69 bin 996 adet elektrikli otomobil satılırken, 2015 yılında bu rakam %108 artışla 146 bin 161 adede çıkmıştır. Hollanda en fazla elektrikli otomobilin satıldığı ülke olmuştur.
Bloomberg New Energy Finance biriminin yapmış olduğu bir araştırma şu sonuçları içeriyor:
2020 yılı, batarya fiyatlarının da düşmesiyle elektrikli otomobillerin benzinli otomobillere fark atmaya başladığı yıl olacak. 2040 yılında ise yeni otomobillerin %35’i elektrikli otomobil olacak.Bu bilgiler sonrasında elektrikli otomobilleri az da olsa tanımış olduk. Şimdi elektrikli otomobil almayı kafaya koyan okuyucularımız için “Türkiye’de hangi elektrikli otomobil modelleri mevcut ve bunların özellikleri nelerdir?” sorusuna cevap arayalım.
Renault Zoe
Renault’un %100 elektrikli Zoe’si, inceleyeceğimiz ilk model. Enerji verimliliği konusunda iddialı bir model olan Zoe, 65kW (88bg) motor gücüne sahip bir otomobil. 220nm tork üreten elektrikli motoruyla 4 saniyelik 0-50km/s verisine sahip. Zoe, sürüş tarzına ve hava koşullarına bağlı olarak günlük kullanımda 100 ila 150 km’lik bir menzile sahip. Ayrıca Zoe, firmanın iddiasına göre 210 km onaylanmış Nedc döngüsü menzili sunan tek seri üretim elektrikli otomobil. Range Optimizer (Menzil İyileştirme) sistemi ise mevcut menzilini iyileştirmede %25’lik bir katkı sağlamış. Sistemde yeni nesil enerji toplayan fren sistemi, ısı pompası ve Michelin EnergyTM E-V lastiklerden yararlanılmış. CamelonTM şarj ünitesi ile farklı şarj güçleri ile uyum sağlayabilen Zoe, kullanıcılarına tek şarj ünitesinden standart şarj (4-10 saat), hızlandırılmış şarj (1 saatte %80) ve hızlı şarj (30 dk %80) seçenekleri sunuyor. Modelin fiyatı ise;
Renault Twizy
Bir diğer Renault modeli olan Twizy, Zoe gibi %100 elektrikli. Zoe`den farkli olarak 2 kişilik ve aracın boyutlari firmanin da iddia ettiği gibi kollarinizi iki yana açtiğiniz zaman kapladiğiniz yere sığacak kadar küçük. Bu da aracı şehir içinde kullanılmaya çok uygun hale getiriyor. Twizy, istediğiniz her yerde şarj edebileceğiniz bir araç. 220 volt elektriğin olduğu her yerde Twizy’nizi üç buçuk saatte şarj edebiliyorsunuz. Twizy, 13kW’lik 17 bg güç üreten bir motora sahip. 57Nm tork üretebilen motoru 6.1 saniyede 0’dan 45km/s hıza ulaşabiliyor. Twizy 80 km maksimum hız verisine ve 100km onaylanmış menzile sahip. Şimdi bir de fiyatına göz atalım. 
BMW i3
Türkiye’de satışa sunulan modeller içerisinde yer alan BMW i3, 125kW’lik 250Nm tork üreten 170 bg’lik bir güç ünitesine sahip. Bu ünite, i3’ü incelediğimiz diğer otomobillerden farklı bir noktaya taşıyor. Enerji verimliliği açısından iddialı olan i3, A+ verimlilik sunuyor. Maksimum hızı saatte 150km/s olan i3, 7.2 saniyelik 0-100km/s verisine sahip. Yüksek gerilimli batarya kapasitesinin elektrik motoruna 190km’lik menzil sunduğu i3, 6-8 saatlik bir şarj süresi gerektiriyor. Bunun yaninda hizli şarj özelliğinin eklendiği i3, 30dk’dan az bir sürede %80’lik bir şarj doluluğuna ulaştirilabiliyor. Ayrica i3, yenilikçi yüksek gerilimli Lithium Ion teknolojisi ile bataryanın ısınması ve soğuması ile ortaya çıkabilecek muhtemel menzil kısıtlamalarını minimuma indiriyor. i3 E-drive özelliği ile, gaz pedalı aracılığıyla fren yapabilme imkanı da sunuyor. Sürücünün ayağını gaz pedalından çekmesi durumunda, elektrik motoru bir jeneratör görevi üstleniyor ve tekerleklerin hareketinden elde edilen enerjiyi geri kazanarak, yüksek gerilimli bataryayı besliyor. Tüm bu teknolojiler yaninda Range Extender (opsiyonel) enerji verimliliğini arttırıp i3’e güvenli bir 300 km’lik menzil sunuyor. Range Extender opsiyonel eklenen içten yanmali bir jeneratör içeriyor ve bu jeneratör, uzun yolculuklarda i3’e sürekli bir elektrik kaynağı sunuyor. Modelin fiyatı ise 148.580TL.
SONUÇ
Türkiye’de satışa sunulan üç modele de göz attık, verilerini inceledik ve fiyatlarına baktık. Bu yenilikçi elektrikli otomobillerden hangisini tercih edeceğiniz elbette ki size kalmış. Bu modeller gayet çevreci, yenilikçi ve tasarruflu. Artan karbon emisyonunun sürekli beslediği hava kirliliği ve küresel ısınma problemlerinin çözümüne katkısı yadsınamaz ölçüde büyük. Hepsi gelecek için daha sürdürülebilir çözümler sunuyorlar. Ancak tahminiz odur ki elektrikli otomobilleri tercih etmeniz için, otomobillere yalnızca bir ulaşım aracı olarak bakmanız gerekiyor. Ancak otomobil konusunda bizim gibi tutkularıyla hareket eden kullanıcılardansanız elektrikli otomobil tercih etmeniz zor gibi gözüküyor. Ancak hemen belirtmek gerekir ki Türkiye’de elektrikli otomobillerin rağbet görmemesinin sebebi herkesin içten yanmali motorlarla duygusal bir bağının olması değil elbette. Bunun sebebini yüksek maliyetler, çözülemeyen menzil problemi ve şarj istasyonları konusunda adımların çok kısıtlı kalması olarak özetlemek mümkün.
sekizsilindir.com Konuk Yazarı
Tunç İnce
Sakarya Üniversitesi
Maliye Bölümü Öğretim Elemanı