Geçtiğimiz aylarda yaptığımız bir yayında, otomobillerde “Sağlamlık ve güvenirlik ilişkisi” konulu bir analiz gerçekleştirmiş, 2 ifadenin nasıl anlaşılması gerektiğine değinmiştik. Şimdi ise bağımsız bir kurumun “Korozyon ve Sağlamlık” ilişkisini konu alan çarpışma testlerini baz alarak bu konuyu analiz edeceğiz.
İlk olarak “Korozyon ve Sağlamlık ilişkisi” konusunda referans aldığımız bu çarpışma testlerinden bahsedelim;
Villaagarna kurumu tarafından Thatcham‘a yaptırılan bu çarpışma testlerinde 2 farklı araç seçilmiş. Araçların bir tanesi 1.jenerasyon Mazda 6. Diğeri de 5.jenerasyon VW Golf modeli. Yapılan bu çarpışma testlerinin standartlarının günümüze göre değil, daha iyi karşılaştırma sağlayabilmek için Mazda 6’nın 2003 ve VW Golf’ün de 2004 EuroNCAP yılında elde ettikleri test standartlarına göre yapıldığı açıklanıyor.
Kısacası test standartlarının eşit şartlarda yapıldığı varsayıldığında, aradan geçen 13-14 yılda korozyona uğramış araçların sağlamlıklarını ne kadar kaybettiği büyük ölçüde tespit edilebilecek. Tabi bu arada araçların kötü şekilde korozyona (paslanma) uğramış araçlardan seçilmiş olduğunu da belirtmekte fayda var. Özellikle detaylı fotoları yayınlanan Mazda 6’nın hali perişan denilebilir.
Test Sonuçları
Önden 64km/s ve yandan da 50km/s hızla yapılan çarpışma testlerinde, geneli ciddi şekilde korozyona uğramış Mazda 6 modelinin 2003 yılında yapılan teste göre belirgin bir şekilde zayıfladığı anlaşılıyor. Aşağıdaki görselde Mazda 6 modelinin ne kadar kötü bir durumda olduğu gayet açık.

Bu doğrultuda 2003 yılı testinde düşük seviyeden 4 yıldız (26 puan) alan araç, 2018 yılında korozyona uğramış hali ile düşük seviye 3 yıldız (18 puan) alabilmiş. VW Golf ise biraz daha iyi sonuçlar almış ve düşük seviye 5 yıldızdan (33 puan) yüksek seviye 4 yıldıza (32 puan)düşmüş.
En dikkat çekici durum olarak ise; Korozyon nedeniyle sağlamlığı azalan ve daha fazla bükülen araçtaki mankenin kafasını B sütununa vurması gösterilmiş. Tüm bunların sonucunda benzer bir kazada, bu tip bir araçta ölüm riskinin %20 oranında arttığı açıklanıyor. Diğer taraftan sonuçlardaki bazı farklar 2 testin arasında küçük sapmalar olduğunu da açık bir şekilde gösteriyor. Bu doğrultuda 2003 testinde yolcu sol ayağı bir alt seviyedeki sarı derecesini alırken, 2018 testinde daha iyi bir sonuç olan yeşil derecesini elde etmiş.

Sonuç
Görüleceği gibi; ciddi şekilde korozyona uğramış bir aracın bu testlerdekine benzer bir kaza yapması durumunda, genel yapının dayanım ve sağlamlığının azalması sonucu deformasyonlar artıyor. Bunun sonucu olarak da araçta yer alan sürücü ve yolcuların güvenliği belirgin bir şekilde azalıyor. Mazda 6’nın gerçekten de kötü durumda olduğu düşünüldüğünde, belirlenen %20 daha fazla ölüm riski oranı çok önemli. Yani aracın durumuna bağlı olarak, %10 ile %30 arasında daha fazla ölüm riskinin korozyona uğramış bir araçta sürücü ve yolcuyu beklediğini söylemek yanlış olmayacaktır.