Yeni ÖTV sistemi nasıl olabilir?

0
156
Birkaç gündür yeni bir ÖTV sistemi üzerinde çalışıldığı ve yılbaşına yetiştirilerek 2017 yılında geçerli olacağına dair bazı söylentiler dolaşıyor. Sistemin nasıl olacağına dair kesin bir bilgi olmasa da biz duyduklarımız kadarını bir araya getirerek böyle bir sistemin neler getirip neler götürebileceğini analiz etmeye çalışacağız. 

ÖTV indirimi konusunda en yoğun söylentiler premium markalar üzerinde yoğunlaşıyor ve bazı markalara ek vergiler gelmesi gündemde. Premium marka denilince akla ilk olarak Audi, BMW ve Mercedes gibi markalar geliyor ve bilindiği gibi ülkemizdeki hacim bazlı vergi sistemini kırabilmek için bu markalar düşük motor hacmine sahip bazı modellerini ülkemizde özel olarak satışa sundular. Bunların en başında 1.6lt motorlu 520i, 1.5lt motorlu 4.18i ve Mercedes E180 modelleri geliyordu. Diğer taraftan başka hiçbir modelde böyle bir uygulama yok ve bu premium markaların ürün gamında bulunan diğer modeller ve motor seçenekleri aynen diğer ülkelerde de satılıyor. Buna 2.0lt turbo-benzin motora sahip 7.30i modeli de dahil. Ayrıca Mercedes ve Audi’de böyle özel bir uygulama şu anda yok ve BMW’de yeni 5 Serisi’ni satışa sundu. Yakın bir zaman için de düşük hacimli BMW 5 Serisi ufukta görünmüyor. Kısacası BMW’nin 4.18i modeli hariç bu markaların ülkemize özel düşük hacimli motor seçeneği kalmadı bile diyebiliriz. 
Burada dikkat çeken noktalardan birisi premium olarak adlandırılan Alman markaların yanında düşük hacimli motorlara sahip olan premium olarak adlandırabileceğimiz İsveçli Volvo ve Japon Infiniti markaları da bulunuyor. Ancak o kadar marka içerisinde bazı markaların bu şekilde bir ek vergiye tabi tutulması pek de anlaşılır bir durum değil ve bu markaları ülkemize getiren distribütörler bu konudan oldukça rahatsız olacaklardır. Bahsettiğimiz 5 marka da ana satışlarını düşük hacimli motorlar üzerinden gerçekleştiriyorlar ve bu sayede de önemli bir gelire sahipler. Ayrıca Opel, VW, Ford, Renault veya bir başka markanın dolu bir modeli de benzer oranda lüks özellikleri gösterebiliyor hatta premium markaları lüks olarak sollayabiliyor. Bu nedenle de marka bazında bu şekilde bir vergilendirme yapmak bize göre çok da adil ve mantıklı değil. Bu şekilde bir uygulamanın premium markaların ikinci el değerlerini de patlatacağını düşünmek yanlış olmayacaktır. 
Burada esas amaç Türkiye’de üretilen otomobillerin desteklenmesi ve cari açığın (ithalat-ihracat farkı) azaltılmasıysa A.B.D ve Çin’dekine benzer “Chicken Tax” adı verilen ve ithal edilen araçlara uygulanan bir vergiyi uygulamak daha adil olacaktır. Bu sayede yerli üreticinin desteklenmesiyle beraber cari açığa da katkısı olduğu gibi VW gibi ülkemize yatırım yapmakta oldukça nazlı olan bazı üreticiler de bu sayede yatırım konusunda iştahlanabilir diye düşünüyoruz. 
Bize göre bu tip bir vergilendirmeye itirazlar çok yoğun gelebilir ve taslak haline bile gelmeden iptal olabilir diye düşünüyoruz. Çünkü ortada bariz bir adaletsizlik var. Gerçi hatırlanacak olursa yakın bir zaman önce ülkemizde üretilen ilk hybrid araç olan Toyota C-HR için özel bir vergi çıkarılmış ve bu araca özel vergi dilimi belirlenmişti. Ancak burada dikkat edilmesi gereken konu sadece ülkemizde üretilen CH-R değil bu özel kapsama yerli üretim olmamasına rağmen Toyota’nın diğer hybrid modelleri Prius ve Rav4 Hybrid modelinin de girmiş olmasıydı. Açıkçası CH-R’nin bu şekilde desteklenmesine tamamen katılıyoruz ancak diğer 2 ithal modelin teşvik almış olması bize göre diğer markalara haksızlık oldu. 
Özellikle kısa mesafelerde elektrik gücünü kullanarak çok düşük tüketime sahip olan hybrid araçlara Türk insanı yüksek vergisi olan akaryakıt nedeniyle ciddi oranda ihtiyaç duyuyor. Bu nedenle de bu ÖTV oranı diğer markaları da kapsamalıydı diye düşünüyoruz. Umarız çıkarılması muhtemel yeni yasa ile beraber tüm hybrid ve elektrikli araçları kapsayacak avantajlı oranlara sahip bir düzenleme gerçekleştirilir. Tabi burada hem premium araçlara ekstra vergi uygulayıp hem de bu markaların hybrid araçlarına indirim nasıl uygulanır onu da kestirmek gerçekten zor görünüyor. 
Konu hakkındaki komplo teorimiz
Bu arada her olayda olduğu gib söylentiler nedeniyle aklımıza komplo teorileri de gelmiyor değil. Aslında bu komplo teorilerine neden olabilecek bazı şeyleri de yakaladığımızı düşünüyoruz ancak bunlar şüpheden öteye de gitmeyebilir. Dikkat edilecek olursa birkaç gündür televizyonların en yoğun izlendiği özellikle akşam ve sabah programlarında otomobillere özel vergilerin gelebileceğinden bahsediliyor. Bugün sabah takip ettiğimiz bazı programlarda ise yorumcuların 2017’de çıkacak bu yasa öncesi araç almak isteyenlerin 2017 beklememesi gerektiğini ve ellerini çabuk tutmaları gerektiğini belirtiyorlardı. Malum sene sonuna yaklaştık ve kampanyalar da aldı başını gidiyor. Ancak dövizdeki hızlı artış bu gidişi etkileyebilir ve fiyatlara da zam gelebilir. Ayrıca stoklardaki 2016 model araçların da bir an önce eritilmesi gerekiyor. İşte bu nedenle de distribütörler bu tip söylentileri çıkartarak ellerindeki araçları eritmek istiyor olabilir. 

Ancak bu kadar söylenti ortada dolaşıyorken hükümet kanadından ses çıkmıyor olması da birbirine zıt iki durumu işaret ediyor olabilir. Birincisi böyle bir yasa üzerinde gerçekten çalışılıyor ve ikincisi de böyle bir yasa yok ancak sene sonuna gelinirken ekonomik verilerin daha iyi gerçekleşmesi ve vergi gelirlerinin artması için bu şekilde bir yol izlenmiş olabilir diye düşünüyoruz. Böyle bir durum hem satışların artmasına hem de sene sonu verilerinin daha iyi olmasını sağlayabilir. Ancak tabi ki burada premium olarak adlandırılmayan üreticilerinin satışlarında düşme gerçekleşebileceği için bu sefer de onlar durumdan rahatsız olabilir ve sıkıntıları bildirebilirler.
Adından da belli olduğu gibi bu bahsettiklerimiz komplo teorileri ve sadece beyin fırtınası yapıyoruz ve karşımıza çıkabilecek alternatifleri düzgün bir zemine oturtmaya çalışıyoruz. Bu tip beyin fırtınaları bazen tamamen doğru çıkabildiği gibi bazen de hiç alakasız yerlere gidebilmektedir. Ancak bize göre sadece premium markalara yapılacak bir vergilendirme adaletsiz olacaktır diye düşünüyoruz. Bir değişiklik yapılacaksa ya tüm ithal araçlara yapılmalı ya da mevcut sistem devam etmelidir.