Devlete Mercedes yerine Lexus mu geliyor?

0
463
Geçtiğimiz günlerde çeşitli haber sitelerinde çıkan bir gelişme oldukça fazla dikkatimizi çekti. T.C Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi’nin Alman Mercedes S Serisi marka ve model aracı yerine Japon Lexus LS 600h L aracını tercih etmiş olması ilginç bir durum ve devletin %99 Mercedes geleneği olduğu düşünülürse bir şeylerden şüphelenmek gerekir mi acaba diye de aklımızdan geçmedi değil. Öyle ki geçmiş dönemlerde tek tük Amerikan modeller yanında yine tek tük BMW 750il model araçlar tercih edilmişti. 


Şimdi gelin ilk olarak Nihat Zeybekçi’nin konu hakkındaki sorulara verdiği cevaba bir bakalım; (Kaynak)

“Bir bakan olarak bütün seyahatlerimizde yerli otomobil demiyorum, Türkiye’de üretilmiş otomobilleri kullanabilmeyi çok isterdim. Ama maalesef çok aşırı seyahat eden birisiyim. Aşırı seyahat ve hızlı seyahat mecburiyetimiz oluyor. Bu performansı gösterebilecek araçlar konusunda seçme aralığımız daralıyor. Dolayısıyla illa ki Alman arabası kullanmak ya da kullanmamak gibi tercihim olmadı. Gönlümden geçeni söyledim sadece. Türkiye’de işçilerimizin emekleriyle fabrikalarımızda üretilmiş araçları kullanabilmeyi isterdim. Böyle bir protesto veya karşı hareket şeklinde yaptığımız bir hareket değildir. Tercihimiz o oldu. Diğer araçlarımızla ilgili de aynı şekilde farklı alternatifleri de değerlendirmek istiyoruz. Bu şekildeki tercihimizi ekibimizdeki diğer araçlara doğru genişleterek devam etmek istiyoruz.”

Şimdi bu sınırlı demeçten sonra kendi düşüncelerimizi belirtelim; 
Ülkemizin zor bir dönemden geçtiğini, Avrupa ülkeleri, A.B.D ve Rusya ile istenmeyen gelişmeler olduğunu hepimiz biliyoruz. Özellikle Avrupa’nın lider ülkesi Almanya ile yaşanan gelişmeler hiç de iç açıcı değil ve bu durum Alman Otomobillerini çok seven ülkemiz insanı için de bir ikilem oluşturuyor. Ancak genel satışlara bakıldığı zaman ülkemiz insanının Alman Otomobili sevdasından vazgeçebileceğini söylemek şimdilik mümkün görünmüyor. Bu durum gündemin suni bir şekilde oluştuğunu düşünenlerin sayısının hiç de az olmamasından kaynaklanıyor olabilir. Ancak Audi, BMW, Mercedes, Opel ve VW  gibi markaların ülkemizde çok sağlam ve sadık bir kullanıcı kitlesi olduğu düşünülürse bu tercih bize göre kolay kolay değişmez. Sonuçta Almanya için söylenenler yeni değil ve çok eski dönemlerden beri Türkiye karşıtı terör örgütlerine verdikleri destekler zaten biliniyor. 
Diğer taraftan ülkemizde satılan diğer Avrupa otomobil markaları genellikle Fransa ve İtalya kökenli ve üstelik Türkiye’de geniş çaplı üretim de yapıyorlar. Ancak bu ülkelerin de geçmişte Almanya’nın veya Hollanda’nın yaptığı ile aynı şeyleri yaptığını ve halen de yapmakta oldukları bilinen bir gerçek. Yani ülkemiz gibi jeopolitik olarak önemli bir ülkenin dostu olmasını beklemek de gerçekten saçma bir düşünce olur diye düşünüyoruz. Ülkeler birbirleri ile sadece menfaat ilişkisi için bir araya gelirler ve menfaatleri çakıştığı zaman da her türlü kötülüğü dolaylı veya doğrudan “Sözde” dostlarına yapabilirler. Önemli olan bu kötülüğü ya bertaraf edecek güce sahip olmak ya da yaptırmayacak şekilde caydırıcı olabilmektir. 

Bu nedenle bir ülkenin malını boykot etmek, çikolatasını yememek, arabasını almamak, Coca Cola’sını içmemek, turistini dövmek gibi mantıksız ve 3 gün sonra geri dönülecek eylemleri yapmamın komik olduğunu ve Batı ülkelerini güldürdüğünü düşünüyoruz. Zaten şu ana kadar yapılan eylemlerin sonuca ulaştığını da hiç göremedik. Bu gibi eylemlerin etkili olması için devletin kendi gücünü tutarlı bir şekilde göstermesi gerekir diye düşünüyoruz. Bu tip örgütlenme devlet eliyle olmalı ancak en başta devlet bu ülkelerin otomobillerini seçtiği için açıkçası toplum nezdinde pek inandırıcılığı kalmıyor. 
Gelelim devletin ilk Lexus tercihine; 
Ülkemize açık bir şekilde düşmanlık yapmayan ve başarılı otomobiller çıkartan nispeten “Dost” sayabileceğimiz ülkeler şüphesiz Japonya ve Güney Kore. Bazı vatandaşlarımız yukarıda yazdıklarımızın aksine Avrupa markası otomobilleri almaktan vazgeçerek bu iki Uzak Doğu ülkesinin araçlarına yönelebiliyorlar. Her ne kadar özellikle Alman aracı kullanan bir müşteriye bu ülkelerin markalarını satmak zor olsa da, küçük bir azınlık şimdilik bu eylemi yapmak için ön ayak oldu. T.C. Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi’nin de Lexus tercihi yapmış olması bize göre yerinde bir davranış ancak kendisi bunun Alman Mercedes markasına karşı yapılmamış olduğunu belirtti. Demek ki o kadar olaya rağmen hala bu yönde bir karar bulunmuyor. Zaten olsaydı gazetelerde çarşaf çarşaf görmemiz sürpriz olmazdı. 
Bu arada bu aracın sıradan bir T.C vatandaşına olan maliyetinin yaklaşık 1.3 milyon TL olduğunu da belirtmeden geçmeyelim. Ancak bu araçların fiyatının vergisiz olarak 3’te 1’den daha ucuz olduğunu ve devletin kendi kendine vergi ödemediğini de belirtmek gerekir. Bu fiyat zırhsız bir model için geçerli ve zırh eklendiği zaman, dayanıklılığına göre fiyatı 2 veya 3 kata kadar çıkabiliyor. Aracın anahtar teslimi 1.3 milyon TL olan fiyatı ise Mercedes S500L modelinden %10 pahalıyken S600L modelinden de %10 daha ucuz. 
Görüleceği gibi tercih edilen Lexus modeli en az Mercedes kadar pahalı. Ancak Nihat Zeybekçi’nin dediği gibi bir şekilde böyle bir araç kullanılacaksa, yapılan Lexus tercihinin doğru olduğunu düşünüyoruz. Bu arada devlet erkanında bulunan Mercedes araçların büyük bir çoğunluğu kiralama yöntemi ile ediniliyor ve satın almalar da geçmişe göre çok daha az. Bu nedenle bu aracın tercih edilmesi kontratı biten bir Mercedes modeli yerine olduysa anlaşılabilir ve oldukça mantıklı, ancak mevcut bir model kenara atılarak ödenen uzun dönem kiralama ücreti israf edildiyse mantık dışı ve kabul edilebilir değil.  

Peki T.C. Devleti bundan sonra Lexus markasını tercih eder mi?
Geçmiş dönemlerde yaşananları düşündüğümüz zaman Türkiye Cumhuriyeti’nin Almanya’dan yediği kazık hiçbir zaman değişmedi ve buna rağmen Mercedes tercihinde de herhangi bir değişiklik olmadı. Şu anda olanlar da siyasi gelişmelerin bir parçası diye düşünüyoruz. Ortalık durulunca sert söylemler yerini yumuşamaya mutlaka bırakacaktır ve “Sözde” dostluklar tekrar başlayacaktır. Bu nedenle Nihat Zeybekçi’nin tercihi sanki “Bir de Lexus deneyelim” tarzından bir havaya sahip ve devletin Mercedes tercihini etkilemeyecektir diye düşünüyoruz. Bu nedenle ülkemiz halkından da bu yönde bir tercih değişikliği beklemek yanlış olacaktır.