- 26 Haziran 2017: İzmir – Aydın (10:30-12:30), Aydın – İzmir (23:00-01:00)
- 27 Haziran 2017: İzmir – Çeşme (14:00-16:00)
- 30 Haziran 2017: Çeşme – İzmir (21:00-23:00)
- 1 Temmuz 2017: İzmir – Aydın (12:00-14:00), Aydın – İzmir (22:00-00:00)
Sol Şeridin Kullanımı
Uygulama ile birlikte en çok gözümüze çarpan konu sol şerit kullanım alışkanlığının değişmiş olması. Öncesinde sol şeritte 120 km/s ile gittiğinizde arkanızdan selektörle yapılan tacizler dolayısıyla sık sık orta şeride geçmeye çalışmak, haliyle bir yavaşlayıp bir hızlanmak durumunda kaldık. Yakıt tüketimi bu nedenle hissedilir ölçüde artıyordu. Bunun önüne geçmek için hızımızı biraz arttırdık. 160-170 km/s civarında seyrederken ise esas problem orta şeritte 110 km/s gibi hızla seyreden araçların sollamak için sol şeridi kullanması nedeniyle sık sık yavaşlamak durumunda kalmamız oldu ve selektör ile taciz eden taraf mecburen biz olduk.
İkinci problem ise 170 km/s gibi yüksek süratle seyrederken arkanıza çok yaklaşıp, yakın takip ile yol isteyen araçlar. O anki hızımızda orta şeride geçmemiz oldukça tehlikeli ve yavaşlatıcı ancak diğer taraftan takip mesafesinin hiçe sayılması, hızınızdan dolayı direksiyon hakimiyeti için ekstra dikkat gerekmesi güvenlik açısından sıkıntılı ve bizi stres altına sokan bir durumdu.
Uygulamanın başladığı ilk gün gidiş yolculuğumuzu 105km/s hız ile orta şeritte, dönüş yolculuğumuzu ise 120 km/s ile genelde sol şeritte yaptık. Orta şeritte seyrederken sollama yapmamız gerektiğinde şeritler arasındaki hız farkı çok fazla olmadığı için rahatlıkla sol şeride geçip sollama yapabildik. Önceden aynı durumda sol şeritten çok hızlı gelen araçlara dikkat etmek gerekiyordu. Eğer gelen araç varsa da sollama yapamadan hızınızın düşmesine neden oluyordu.
120 km/s sol şeritte ilerlerken arkanızdan gelip yol isteyen araç sayısında ciddi bir azalma gözlemledik. İlk gün olması dolayısıyla henüz haberi olmayanlar nedeniyle bu sayının bir miktar yüksek olabileceğini düşünüyoruz. Dönüş yolumuzda Aydın-İzmir otoyolu boyunca bizden yol isteyen araçların sayısı 10’u geçmedi. Yol isteyen araçlara da orta şeride çok rahat geçerek yol verdik. Hatta orta şeridin boş olduğu kısımlarda 120 km/s ile ilerleyen diğer araçlar ile birlikte orta şeritte sürüşe devam ettik ve şeridi kullanırken de en ufak stres hissetmedik.
Şeritlerin hızları
Gözlemlediğimiz bir diğer durum ise her şeridin akıcı bir hıza sahip olmuş olması. Orta şeritte bu hız 105 km/s civarı iken sol şeritte bu hız 120 km/s, sağ şerit ise genelde otobüs ve kamyonlar tarafından değişken hızlarda kullanılmakta. Sürücülerin ciddi bir kısmının orta şeridi kullandığını gözlemledik. Şeritler arası hız farkının düşük olması ise gereken durumlarda şerit değişikliği konusunda büyük kolaylık sağlamakta. Daha stressiz ve güvenli araç kullandığımızı hissettiğimizi söyleyebiliriz.
Sürücüler Arası İletişim ve Yol İsteme
Otoyolda ilerlerken bir diğer fark ettiğimiz husus da yol istediğimiz anda, yol verilmesi oldu. Şöyle ki uzak bir mesafeden tek bir selektör dahi önümüzdeki aracı orta şeride kaçırmaya yetti. Bunun ana sebebinin de şeritler arasındaki hız farkının düşük olmasından dolayı sol şeritten orta şeride geçişin kolaylaşması olduğunu düşünüyoruz. Diğer taraftan sizin 120 km/h üzerinde yaklaştığını gören kişilerin eskisine oranla uyarısız olarak daha hızlı yol verdiklerini gözlemledik. Bunun da sebebinin hem genel seyir hızının düşük olmasına hem de genel stres seviyesinin düşmesine bağlayabiliriz.
Gişeler öncesi mola veren sürücüler
Karşılaştığımız bir diğer manzara ise yolun sonunda gişe öncesinde bekleyen araçların sıklığı oldu. Açıklamanın yapıldığı gün ilk gelen yorumlardan biri de “ben hızımı yapar, mola yerinde çayımı içer, yarım saat oyalanır ceza yemem” idi. Öncelikle yapılan açıklamada her ne kadar gişelerdeki HGS/OGS okunma zamanına göre denmişse de bu sistemi kuran firmaların (İSBAK, traf-tec, ISSD) ürünlerini incelediğimiz zaman hepsinin kamera sistemi ile denetleme yaptığını ve çelikten köprülere bu kameralarını yerleştirdiklerini görüyoruz.
Yakın zamanda İzmir-Çeşme otoyolundaki gibi gişelerin kaldırılacağını ve her giriş ve çıkış sonrasına bir tane yerleştirileceğini öngörmek hiç de zor değil. Yani yolun ortasında bir mola vererek bir koridordan kaçmış olsanız bile diğerine yakalanma ihtimaliniz olacaktır. Ancak sistemin şu anki işleyişi ve koridor sayısı ile ilgili ayrıntılı bilgi bulamadık.
Ayrıca 100 kilometre uzunluklu bir otoyolu hızınıza göre ne kadar sürede kat edeceğinizi de inceleyelim.
Tablodan da görülebileceği üzere, 170 km/s gibi tehlikeli sayılabilecek bir hızda seyahat etmek, hız sınırı olan 120 km/s’ye göre yalnızca saate ancak 15 dakikalık bir avantaj sağlamakta.
Hız Sabitleme ve Yakıt Tasarrufu
Şaşırdığımız noktalardan biri de tüm yolun sabit bir sürat ile tamamlanabiliyor oluşu. Yani bir kereliğine hız sabitleyicinize girdiğiniz hızınızı neredeyse hiç değiştirmeden yolun sonuna kadar kullanabiliyorsunuz. Hızlanmalar ve yavaşlamalar eskisine oranla daha nadir gerçekleşiyor. Bu da hem kişisel olarak, hem de genel olarak hissedilir bir yakıt tasarrufu sağlanacağını gösteriyor.
Gişeler sonrası tekrar başlayan yarış
Gişeleri geçtikten hemen ardından her şeyin eskisine döndüğünü söylemek mümkün. Otobanda birlikte geldiğimiz araçlar ile yaptığımız 120 km/s konvoyu da gişeler sonrası hızını arttırdı. İtiraf edelim biz de hızımızı bir miktar arttırdık. Şeritler arası hızın artması ile kendini sağ şeride atamayan ancak belirli bir hızı geçmek istemeyen araçlar ile birlikte selektör tacizi sayısının arttığını söyleyebiliriz. Bunun yanında otobanda hissetmediğimiz stresi tekrardan hissetmeye bir kaç aracın 110 gibi hızlar ile sinyalsiz sol şeride geçmesi ile tekrardan başladığımız söyleyebiliriz. Genel anlamda uygulamanın yapılmadığı bölgede daha karışık trafik gördük.
Devlet için bir gelir kapısı olarak görülen hatta yıllık bütçede kendine yer edinen trafik cezalarına bir yenisinin daha eklenmesi tepki ile karşılandı. Güçlü ve güçsüz aracın bir nevi ayrıştığı otoyollarda güçlü araç sahipleri açıkça “ben bu aracı bunun için aldım, basmak hakkım” diyerek kendini savunmakta. Ancak Sekizsilindir olarak trafikteki 1. önceliğin güvenlik olduğunu düşünüyoruz. Bu yüzden bu kişileri serzenişlerini de haksız görüyoruz. Trafikte yapılan her yanlış davranış başka insanların da hayatlarını tehlikeye atmakta. Gözlemlediğimiz kadarıyla yol güvenliğini arttıran ve stresi düşüren bu uygulamayı pratikte işe yarar olarak görüyoruz.
Diğer taraftan ülkemizin bize göre yapısını bozan, “Şunu tanıyorum, şu benim dayım, sen benim kim olduğumu biliyor musun, biz kimse dokunamaz” kafasına hakim olan çok fazla kişi var. Bu kişiler bir şekilde bir yerlere ulaşarak istediklerini yaptırıyor olabilir ancak bu işin ceza sildirmeye kadar gidip gidemediğini bilemiyoruz. Ayrıca cezaları hiç mi hiç umursamadan trafikte yol alan ve bu cezalar kendilerine “Çerez Parası” olan ensesi kalın bir kitle de mevcut. Kısacası biz ne kadar ceza yememek için gayret edersek edelim, bu kuralı öyle veya böyle darmadağın edebilecek birçok sürücü var. Kısacası her uygulamada olduğu gibi eşitlik ilkesi şart.
Bu durumun şöyle bir de önemli tehlikesi bulunuyor; Birçok kişi mevcut sistemde sol şeritten 200km/s hız ile birilerinin geçebileceğini düşünerek yol alıyor. Ancak yeni sistemle beraber 120km/s ortalama ve maks. hız konusuna alışan büyük bir kesim, sol şeride karşı bir miktar temkini elden bırakabilir. İşte kurallara uyan düzgün vatandaş ile ensesi kalın sürücü otobanda bu şekilde karşılaşırsa, önceden çok da görmeye alışık olmadığımız tarzda kazalar ile karşılaşabiliriz. Örneğin milletvekillerinin plakaları neredeyse dokunulmaz ve kim bilir belki de yanınızdan 200km/s hızla bir milletvekili geçecek ve sizi tehlikeye atacak.
Birçok gelişmiş ülkede başarılı ile uygulanan bu sistem, her şeyden önce kurallara uyan ve insanlara saygılı sürücüler gerektiriyor ve bir kısım saygısız ve kural tanımaz sürücü nedeniyle de bu durum tepetaklak olabilir diye düşünüyoruz. Umarız devletimiz eşitliği bozan uygulamalara yol vermez ve zengin-fakir, nüfuzlu-nüfuzsuz her kim olursa olsun, otobanları kullanan herkes hız koridoruna uymak zorunda kalır.