Porsche destekli 8 otomobil modeli

0
2204
Porsche markası günümüzde genellikle yüksek performanslı otomobilleri ile biliniyor olsa da aslında diğer otomobil markalarına yardımcı olmuş ve desteklemiş çok önemli bir markadır. Ferdinand Porsche tarafından kurulan firmanın ilk ürettiği VW Beetle ise hem Porsche modellerine ön ayak olmuş hem de kompakt sınıfın doğmasını sağlamıştır.



Almanya/Stuttgart Porsche Müzesi gezimiz için tıklayınız

Diğer taraftan Porsche, bazı otomobil markalarının çok özel performans modellerine yardımcı olduğu gibi oldukça ekonomik ve standart diyebileceğimiz aklın ucundan bile geçmeyecek otomobil modellerinin de geliştirilmesine katkıda bulunmuştur. Bize göre bunun en büyük nedeni kökünde halk arabası yaratmış olan bir markanın geçmişini unutmamış olmasından kaynaklanıyor ve gerçekten de bu mütevaziliği takdir etmek lazım diye düşünüyoruz. Oluşturduğumuz listede ise hepsi seri olarak üretilen 7 farklı Porsche destekli otomobil modeli bulunuyor. Bu modellere olan katkıları çok farklı düzeylerde olsa da hepsinde az yada çok Porsche izi bulunuyor.90’ların en ateşli 8 Hatchback otomobil modeli

 

VW Beetle

 

Aslında Porsche efsanesi VW Beetle ile başladı. 1934 yılında Adolf Hitler’in “herkesin alabileceği bir otomobil” amacını güden projesi ile çalışmalara başlanmıştı.. O yıllarda Almanya’da genellikle zengin insanlar için otomobiller üretiliyordu ve sıradan insanlar sadece motorsikletler alabiliyorlardı. Bunu aşmak için verilen talimat şu şekildeydi. Herkesin alabileceği bir otomobil üretilecek, 2 yetişkin ve 3 çocuğun sığabileceği bir büyüklükte olacak ve saatte 100km hız yapabilecek ayrıca az yakıt tüketen ve basit tamir edilebilir olacaktı. İsmi de Halkın Arabası yani Almanca olarak Volks Wagen olacaktı. 1936 yılında ise ilk örnekleri ortaya çıkmaya başladı. Tüm bu hikaye sonucunda VW Beetle’in ilk Porsche destekli otomobil olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.Otomobil Tarihinin En Çok Üretilen 5 Modeli

Porsche’nin kurucusu Beetle’ın yaratıcısı Ferdinand Porsche – Solda Porsche 356 sağda VW Beetle
Renault Clio V6

Fransız Renault markası 1980 yılında Dünya Ralli Şampiyonası’na katılabilmek için arka-ortadan motorlu bir Renault 5 modelini tasarladı ve bu aracın yarışlara katılabilmesi için de 1980-1986 yılları arasında  3576 adet yol versiyonunu üretmişti. Bu model Renault’un efsane modelleri arasında yerini almıştı ve daha sonra 2001 yılında karşımıza benzer özelliklere sahip yine arka-ortadan motorlu Clio V6 modeli çıktı. Bu modelin Phase 1 olarak adlandırılan versiyonları İngiliz Tom Walkinshaw Racing tarafından üretildi ancak araçta bazı dayanıklılık sorunları bulunuyordu ve kazalara neden oldu. Bunun sonucu olarak da 2001-2003 yılları arasında üretildikten sonra Phase 1 üretimi son buldu.
Ancak Renault pes etmedi ve aracı geliştirerek Phase 2 versiyonunu geliştirdi. Aracın üretimi İngiltere’den Fransa/Dieppe’de bulunan Renault Sport fabrikasına kaydırıldı. Burada denge sorunu yaşatan kaporta parçaları elden geçirildi ve yeniden tasarlanarak tekrar üretildi. Öyle ki aracın ağırlığında yaklaşık 50kg artış meydana geldi. Motor konusunda ise Renault, sportif otomobiller konusunda dünyanın en tecrübeli markalardan birisi olan Porsche’nin kapısını çaldı. Bu doğrultuda Phase 1 modelinde kullanılan 3.0lt V6 230ps gücündeki atmosferik-benzin motor Porsche’ye teslim edildi. Porsche bu motorun üst kapağını, egzantrik millerini ve  egzoz manifoldunu elden geçirdi ve bu doğrultuda motor gücü 255ps’e kadar yükseldi ancak tork 300nm olarak aynı kalmış olsa da eğrisi çok daha verimli olacak şekilde ayarlandı ve motorun dayanıklılığı da arttı. Porsche’nin hünerli elleri değen motorun performansında önemli oranda artış gerçekleşti ve 0-100km/saat hızlanmasını 6 saniyenin hemen altında tamamlayan Clio V6 Phase 2 250km/saat hıza kadar çıkabiliyordu.

 

Renault Clio V6 ve arka-ortada yer alan 3.0lt V6 motoru

 

AUDI RS2

1995 yılında Audi oldukça radikal bir manevra yaptı ve S2 modelinde kullandığı motoru daha da güçlendirmek için Porsche ile iş birliğine gitti. S2’de olduğu gibi Audi 80 modeli üzerinden geliştirilecek olan model Sedan kasa tipi olarak da tasarlanmış olsa da sadece Avant olarak yani Station Wagon kasa tipi ile piyasaya sunulacaktı. Ayrıca çeşitli parçaları Audi fabrikalarında bir araya getiriliyor, birleştirilmesi ve son haline gelmesi Porsche’nin Rossle Bau fabrikasında gerçekleşiyordu. Porsche’nin en efsane modellerinden birisi olan 959 modeli de bu fabrikanın ürünüydü. Yani Audi RS2 sadece Porsche destekli bir model değil ayrıca Porsche fabrikasından çıkan bir model olarak öne çıkıyordu.

Yapılan tüm bu geliştirmelerden sonra motordan adeta güç fışkırdı. Güç 315ps’e çıkarken tork da overboost özelliği ile 440nm’ye kadar yükseldi. Elde edilen 143ps/lt ve 200nm/lt oranları dönemi için muhteşem değerlerdi. Bu mükemmel güç 4×4 çekiş sistemine 6 ileri manuel şanzıman vasıtasıyla iletiliyordu. Tüm bunların sonucu olarak da RS2,  0-100km hızlanmasını 4.8 saniyede tamamlıyor ve 262km/saat (sınırlandırılmış) maksimum hıza çıkabiliyordu. Döneminin en hızlı araçlarından birisi olan Ferrari F355 modelinin 3.5lt V8 atmosferik-benzin 380ps güce sahip motoruyla 4.7 saniyede 100km’ye ulaştığını hatırlatmak isteriz. Ayrıca sadece 0-100 km hızlanması ile değil 1.5 saniye olan 0-48km hızlanması ile de oldukça etkileyici bir model olarak göze çarpıyordu. Bu değer dönemin en hızlı aracı McLaren F1’den bile daha iyi bir değer olduğu gibi 1995 Formula 1 aracından bile daha hızlıydı.
Aynaları, sis farları, sinyalleri aynı olan Audi RS2 ve Porsche 911 (993)
Volvo 850R
1991 yılında üretimi başlayan ve 1992 model olarak satılmaya başlanan 850 modeli, tanıtıldığı 1991 yılında sunduğu bazı teknik özelliklerle de adından bahsettirmeyi başarmıştı. 4 noktadan bağlantılı arka aks, yeni sıralı 5 silindirli motorlar, özel emniyet kemeri sistemi ve en önemlisi de kazalarda yan koruma sağlayan güçlendirilmiş darbe emebilen kapılar ve B sütunları (SIPS – Side Impact Protection System) sayesinde yeniliklerin sadece aracın tasarımında olmadığını göstermişti. Volvo patentli yeni güvenlik donanımları da markanın sağlamlık ve güvenirlilik konularında olan ününü daha da pekiştirdi.
Diğer taraftan adından en çok söz ettirecek versiyon 1995 yılında 2.3lt hacminde motora sahip Porsche tarafından da desteklenmiş olan 850 T5R modeli ile ortaya çıktı. Farklı versiyonları olan bu motorun VVT yani değişken supap zamanlamasına sahip olan bir versiyonu 246ps güce ve 340nm torka sahipti. Motoru, şanzımanı ve yürüyen aksamı Porsche’nin yardımları ile geliştirilen B850 T5R modelinin koltukları ve bazı iç aksamları da Alman markanın elinden geçmişti. 0-100km hızlanmasını yaklaşık 7 saniyede tamamlayabilen model maksimum 250km/saat hıza da ulaşabiliyordu.
1996 yılında ise Volvo bu üst düzey performansa sahip araçtan T5 kısaltmasını attı ve 850R modelini satışa sundu. T5R bazlı olan bu araçta Torsen sınırlı kaymalı diferansiyel, daha dayanıklı 5 ileri viskoz kaplinli manuel şanzıman, daha büyük turbo, yeniden tasarlanan turbo manifoldu ve intercooler bulunuyordu. İyileştirmeler sayesinde 850R modeli 258ps güç ve 350nm tork üretebilir hale gelmişti. Tüm bu eklentiler sayesinde 0-100km hızlanması 6.5 saniye civarında gerçekleşirken maksimum hız da 254km/saate ulaşmıştı.

 

Mercedes-Benz E500 (500E) 

 

1990-1995 yılları arasında üretilen E serisinin performans modeli 500E, Porsche’nin Rossle Bau tesislerinde elde üretiliyordu ve bir adet aracın üretilmesi 18 günü buluyordu. 1994 yılından itibaren model makyajlandı ve ismi E500 olarak değişti. Her iki modelden 5 yılda toplam 10479 adet üretildi. Kaputun altında bulunan 5.0lt  V8 32 supap 326ps güce ve 480nm torka sahip olan motor sayesinde araç 0-100km hızlanmasını 6.1 saniyede tamamlarken 260km/saat maksimum hıza çıkabiliyordu.Güç/hacim oranı en yüksek 13 otomobil modeli

Standart bir W124 E Serisi modele göre çamurluklarının daha geniş ve yüksekliğin daha alçak olması dışında çok fazla farkı olmaması onu oldukça mütevazi gösteriyordu ve bu nedenle bir çok kişi tarafından ismi “kuzu postuna bürünmüş kurt” olarak anılıyordu. Modelin çok özel bir de AMG versiyonu mevcuttu. E60 AMG Limited isimli versiyonun motoru 6.0 litre hacmindeydi ve 381ps güç üretebiliyordu. Bu model 0-100km hızlanmasını 5.2 saniyede tamamlıyordu.

Efsane olmuş 7 Mercedes Jantı

 

Seat Ibiza (MK1 – İlk jenerasyon)

 

Listemizde bulunan 7 araçtan 3 tanesi oldukça yüksek performansa sahipken VW Beetle ile beraber diğer 5 model oldukça standart ve bir o kadar da şaşırtıcı modellerden oluşuyor. Bu modeller arasında özellikle ülkemizde Porsche Ibıza olarak bile bilinen Seat Ibiza modeli geliyor.
1984 yılında Paris Otomobil Fuarı’nda tanıtılan Ibiza’nın ilk kasası, Seat’ın bağımsız olduğu ve VW himayesine girmeden önceki bir döneme aitti. Italdesign tasarımı üstlenirken, Alman Karmann da üretim ve proses ile ilgili sıkı destek vermişti. Ayrıca araç Fiat Strada alt yapısına sahipti. Porsche ise aracın motor, şanzıman ve aktarma organlarına kapsamlı bir şekilde el atmıştı. 1984-1993 yılları arasında 1.3 milyonun üzerinde satış yapan Seat Ibiza’nın Porsche destekli 1.2lt, 1.5lt ve 1.7lt atmosferik-benzin, 4 silindir, 8 supablı motorları bulunuyordu. System Porsche damgası ise Ibiza’nın motorlarını süslüyordu. Seat’ın ülkemizde ilk satılmaya başlayan modellerinden olan Ibiza MK1, markanın sevilmesinde önemli bir yere sahiptir.

 

Skoda Favorit 

 

VW himayesine geçmeden önce üretilen son model olan, ülkemizde oldukça sevilen, dayanıklılığı ve sağlamlığı ile hala yollarda gördüğümüz bu ucuz ve dayanıklı modelin tasarımında Bertone imzası bulunuyordu. 1984-1995 yılları arasında üretilen modelin üzerinde 1.3lt atmosferik-benzin karbüratörlü bloktan egzantrikli motor bulunuyordu. Porsche ise motorun şasiye bağlantı parçalarını tasarlamıştı. Ayrıca ön süspansiyonda da Porsche imzası bulunuyordu.

Güç/hacim oranı en yüksek 1.600cc altı motora sahip 10 otomobil modeli

Lada Samara

 

1984-2001 yılları arasında uzun bir süre çok fazla değişikliğe uğramadan ütretilen ve Skoda Favorit tarzında bir model olan Lada Samara Rus araç üreticisi AvtoVAZ tarafında üretiliyordu. Ülkemizde de oldukça sevilen model başarılı bir satış grafiğine sahip olmuştu. 1.3lt ve 1.5lt atmosferik-benzin karbüratörlü üstten tek egzantrikli motorların egzantrik milinin bulunduğu üst kapak ise Porsche’nin yardımıyla geliştirilmişti.
Ayrıca Porsche desteği bununla da sınırlı değildi. Paris-Dakar Rallisi için hazırlanan Lada Samara modelinde Porsche 911’in 3.6lt motoru bulunuyordu ve araçtaki 4×4 çekiş sistemi de Porsche’nin en önemli araçlarından birisi olan 959 modelinden alınmıştı .