Mercedes 600 Tarihi
Alman Mercedes markası şüphesiz dünyada herkesin ilgisini fazlasıyla çeken, konforu ve kaliteli yapımları ile de takdiri hak eden bir markadır. Ayrıca içten yanmalı bir motoru ilk kez bir otomobilde 1885 yılında yani 132 yıl önce kullanarak adını tarihe yazdırmıştır. Günümüze kadar ürettiği birçok özel araç ile kendinden söz ettiren Mercedes 600 modeli ise özel mi özel bir yere sahiptir ve şüphesiz markanın mihenk taşlarından bir tanesi olarak kabul edilebilir.
1960’lı yılların başında Mercedes, 1961 yılında satılmaya başlanan ve markanın ürün gamının en üstünde yer alan W112 kasa 300 modelinin bile daha üstünde yer alacak özel bir aracın tasarımına başladı. Modelin tasarımcıları ise Mercedes’de 1957-1967 yılları arasında tasarımcı olarak çalışan Paul Bracq ve 1958-1999 yılları arasında tasarımcı olarak çalışan Bruno Sacco’ydu. Her iki tasarımcı da Mercedes’in efsane olmuş birçok kasasında ya tasarımcı olarak yer almış ya da projenin başındaki en yetkili baş tasarımcı olmuştu. Üzerinde çalışılan ve lüksün de lüksü olması planlanan model ise W100 kasa – 600 adını alacaktı.
![]() |
Paul Bracq |
W100 kasa olarak adlandırılan 600’ün en büyük özelliği ise Mercedes’in o güne kadar maliyet kaygısı olmadan ürettiği ilk model olmasıydı. Yani tek amaç dönemin en lüks ve pahalı araçları Rolls Royce, Bentley, Lincoln ve Cadillac markalarının en özel modellerini bile ezilmesiydi. Ayrıca bu model çok özel teknolojilere sahip olmalı, gücü ve performansı ile de rakiplerini kolay bir şekilde geride bırakmalıydı.
İşte bu doğrultuda yapılan çalışmaların sonunda 1963 yılında Mercedes 600 tanıtıldı. Dönemine göre çok güçlü bir motora, çok farklı, sofistike teknolojilere ve farklı tipte kasalara sahip olan model için hedeflenen başarılmıştı. Ayrıca sınırsız bütçe ve maliyet kaygısı olmadan tasarım anlayışı dönemin en pahalı otomobilini ortaya çıkarmıştı. Cebi para dolu birçok kişinin dikkatini çekti. Dolayısı ile siparişler de yağmaya başlamıştı.
Mercedes 600 versiyonları
Mercedes 600 müşterileri arasında birçok farklı ülke yönetimi olmasının yanı sıra, John Lennon, Elvis Presley, Hugh Hefner, Jack Nicholson gibi yıldızlar ile Saddam Hüseyin, İran Şahı Rıza Pehlevi gibi kişiler de bulunuyordu. Ayrıca özel üretim tavanı yüksek bir 600 de Vatikan’a gitmişti. 20 yıl boyunca Papa’nın hizmetinde kullanılan bu araç daha sonra 1985 yılında Mercedes Müzesi’ne bağışlandı.
4 kapılı kısa, 4 kapılı uzun, 6 kapılı uzun (Pullman) ve 6 kapı üstü kısmen açık Laundalet olmak üzere 1963-1981 yılları arasında, uzun versiyonların 41 adeti zırhlı olmak üzere toplam 2677 adet Mercedes 600 üretilmişti. Ayrıca Mercedes tarihinde en uzun süre yani 18 yıl üretilen model de 600′ olmuştu ve üretim adetleri ise şu şekildeydi;
- 4 kapı kısa kasa: 2190 adet
- Pullman
- 4 kapı uzun kasa: 304 adet
- 6 kapı uzun kasa: 124 adet
- Laundalet: 59 adet
4 kapılı kısa modeller genellikle aracı kendi kullanmak isteyen kişiler tarafından tercih ediliyordu. 4 kapı uzun modeller ise ağırlıklı olarak makam aracı olarak ülke yönetimleri tarafından tercih ediliyordu. Bu versiyonda arka koltuklar birbirlerine bakar şekilde konumluydu. 6 kapı uzun kasada ise bu koltuklar sıralı şekilde dizilmişti ve genellikle çok lüks otellerin müşterileri için Shuttle servisi olarak kullanılıyordu. Hatta orta koltuğu olmayan versiyonları bile vardı.
Laundalet ise serinin en değerli versiyonuydu ve arka tarafı açılarak seçkin yolcularına üstü açık otomobil keyfini müthiş bir lüks ve konfor içinde sunabiliyordu. Ayrıca dönemin önemli otomobil yarışçılarından Graf von Berckheim için kısa kasa bir 600 Laundalet’de sipariş üzerine yapılmıştı. Prototip olarak üretilen ve kısa 600 modelini baz alan Coupe model ise hiç üretilmedi.
![]() |
Mercedes 600 Laundalet |
Bu arada ülkemizde toplam 3 adet Mercedes 600 4 kapı uzun kasa bulunuyor. Bunların 1 tanesi zırhlı ve zırhsız olanların da 1 kişide olduğunu belirtmeden geçmeyelim. Cumhurbaşkanlığı envanterinden çıkan bu araçların zırhsız olan 2 tanesi detaylı inceleme videomuzda mevcut.
Mercedes 600 M100 motor
Yukarıdaki satırlarda da belirttiğimiz gibi Mercedes 600 hem döneminin en pahalı hem de en teknolojik otomobiliydi ve tabir-i caiz ise maliyet göz önünde bulundurulmaksızın tasarlanmıştı. Bu doğrultuda kullanılabilecek en iyi donanım, motor ve teknoloji bu araçta bulunuyordu. Öyle ki Mercedes’in o dönem sahip olduğu en büyük motor olan ve bir diğer efsane 1963 300SL modelinde bulunan M189 kodlu 3.0lt sıralı 6 silindirli 215ps gücündeki motor bile aracın sahip olduğu kasayı ve özellikleri istenildiği gibi taşıyamıyordu.
İşte bu nedenle yepyeni bir motor tasarlandı ve M100 kodlu 6.3lt V8 silindir SOHC (üstten tek eksantrikli), atmosferik benzin, mekanik enjeksiyon sistemine sahip 250ps gücünde motor ortaya çıktı. Bu motor ile 2.5 ton (2.6 ton uzun kasa) ağırlığa sahip 600, 0-100km/saat hızlanmasını 10 saniyede tamamlarken 201km/saat maksimum hıza çıkabiliyordu.
![]() |
Mercedes M100 motor |
Bu dev motor daha sonraları Mercedes’in sıralı 6 silindirli motor kullanan W109 kasa 300SEL modelinde de kullanıldı ve 300SEL 6.3 olarak adlandırıldı. 0-100km hıza 6.3 saniyede çıkan 1968 model 300SEL 6.3 dönemin Ferrari modelleri kadar iyi hızlanabiliyordu. Bu arada madem 300SEL 6.3’den ve M100 motordan bahsettik AMG’nin ilk modeli olan ve Avrupa Touring Şampiyonası için hazırlanan AMG 300SEL’den de bahsetmezsek olmaz. M100 motorun canavar olmuş hali diyebileceğimiz bu versiyonda, hacim 6.8 litreye çıkarken güç 428ps’e, tork da 610nm’ye yükselmişti. Bu sayede AMG 300SEL 0-100km/saat hızlanmasını 4.2 saniyede tamamlıyorken 265km/saat maksimum hıza çıkabiliyordu. 1975 yılında ise M100 motorun hacmi daha da büyütülmüş ve 6.3lt’den 6.9lt’ye çıkartılmış 286ps güce sahip bir versiyonu W116 kasada kullanıldı ve modelin adı da 450SEL 6.9 olarak adlandırılıyordu.
Mercedes AMG 560SEC 6.0; İtalyan avcısı Alman
Mercedes 600 Hidrolik sistemi
Mercedes 600’ün devasa bir motora sahip olmasının nedeni sadece ağırlık ve boyutları değildi. Aracın birçok farklı fonksiyonunu yerine getiren 150bar basınca sahip hidrolik sistemi işlevsel bir şekilde çalıştırmak için böyle bir motor şarttı. Öyle ki aracın ayarlanabilir süspansiyonu, camları, bagaj kapağı, arka koltukları, sunroofu ve kapıların destek sistemi bu hidrolik sistem tarafından sağlanıyordu. Hidrolik sistem o kadar başarılı bir şekilde işliyordu ki herhangi bir şekilde çalışma sesini duymak neredeyse imkansızdı. Ön camın önünde bulunan ve hidrolik olarak açılıp kapanabilen bir kapak ise istenildiği zaman içeriye taze hava alınmasını sağlıyordu ve oldukça sıra dışı bir aksesuar olmasıyla öne çıkıyordu. Diğer taraftan mineral yağ ile çalışan bu sofistike sistem, bilinçsiz kişilerin kırmızı renge sahip olması nedeniyle şanzıman yağı kullanması sonucu, hortumlarının zamanla erimesi sonucu kullanılmaz hale gelebiliyordu v tamiratı da 5 haneli fiyatları bulabiliyordu.