Temel olarak atmosferik hava emişine sahip bir motora turbo sistemi entegre edildiği zaman turbo motor ortaya çıkar. Gerek ham madde tasarrufu, gerek hafiflik ve imalat kolaylığı ve katılaşan emisyon kuralları nedeniyle günümüzde satılan araçların neredeyse tamamında bu sistem çeşitli şekillerde bulunmaktadır.
Diğer taraftan bazı otomobil meraklıları turboya hala çok sıcak bakmıyorlar ve farklı benzetmeler ve alaycı deyimlerle turboya ısınamadıklarını da belli ediyorlar. Bizde ülkemizde geçerli bu gibi deyimlerin ve Turbo’dan ilham alan bazı isimlerin 7 tanesini listelemek istedik.
İlk olarak 1 tanesi olumlu 3 tanesi olumsuz deyimi görelim;
Haram Beygir
Turbo beslemenin esas amacı motorun normalde emdiğinden daha fazla havayı silindirler içerisine göndermektir. Bu sayede turbonun çalışma basıncına bağlı olarak 1.0lt hacminde bir motor 2.0lt hacminde atmosferik bir motor kadar tork ve güç üretebilir. Özellikle oto sanayisinde uzun zaman harcayan sürücüler ve motor ustaları çok daha düşük hacimden bir nevi zorlama ile elde edilen bu gücün motorun hakkı olmadığını ve hileli olduğunu düşünüyorlar ki “Haram Beygir” deyimini ortaya çıkarmışlardır diye düşünüyoruz. Her ne kadar turbo sayesinde fazladan elde edilen beygir gücünü haram olarak görmesek de iki farklı kelimenin bir araya gelerek ilginç bir deyim oluşturmuş olması herkeste olduğu gibi bizde de tebessüme neden oluyor.
Arabayı motor değil turbo çekiyor
Özellikle 1.0lt ve 1.2lt motorlarda turbo kullanılmaya başlanması ve bu motorların C Segmenti’nde bulunan modellere entegre edilmesiyle bazı kullanıcılar motorun etkisinin kalmadığını yerine turbonun motorun işini yaptığını ifade eden “Turbonun aracı çekmesi” deyimini çok kullanmaya başladılar. Ancak motor ile turbo tamamen farklı sistemlerdir ve turbo tek başına zaten çekiş görevini gerçekleştirmez. Sadece motora daha fazla taze hava gönderen ve motorun daha fazla güç ve tork üretmesini sağlayan bu sistemin böyle bir görevi yoktur. 1.0lt atmosferik motor bile olsa 3 tonluk bir aracı en azından çekme gücünü kendi başına üretebilir. Aslında bu ifadeyi söyleyenlerin de bunu çok iyi bildiğini biliyoruz ancak teknik olarak yanlış bir ifade olmasıyla öne çıkıyor.
Turbo ile ayakta duran motor
“Arabayı motor değil turbo çekiyor” ifadesi ile benzer bir mantıkla üretilen “Turbo ile ayakta durmak” deyimi aslında diğer deyimden çok daha mantıklı. Çekiş işlemini turbo ile başarılı bir şekilde yapabilen motorun turbo sistemi sökülse aracı iyi kötü zorla hareket ettirebileceği anlamına gelen bu deyim durumu çok daha iyi ifade ediyor diyebiliriz. 1.0lt turbo-benzin 125ps motora sahip olan Ford Focus, turbosu olmayan aynı motor ile her halde ancak 60-65ps güç üretebilirdi. 1200kg ağırlığındaki araç mutlaka yine kullanılabilirdi ancak ayakta durmakta da zorlanırdı diye düşünüyoruz.
Atmosferik motor ile turbo motor arasındaki farklar nelerdir?
Turbolamak
Diğer 3 deyimin aksine olumlu bir anlamı olan “Turbolamak” deyimini genellikle turbonun ne olduğunu tam olarak bilmeyen ve otomobil bilgisi sınırlı olan kişiler kullanıyor. Genellikle 1500-2000 motor devrinden sonra egzoz basıncının etkisi ile devreye giren turbo, hareket halinde olan aracın bu devirlerden sonra ok gibi fırlamasını sağlar. Özellikle düşük devirde giderken turbonun devreye girdiği devirin iyi yakalanması durumunda koltuk sırtlığına yapışan kişi sırtında bir basınç hisseder ve bu da oldukça etkilidir. Bu nedenle “Turbolamak” deyimi bu şekilde kullanılmıştır ancak güçlü bir atmosferik motora sahip araçta da bu hissi yaşayan turbodan habersiz bir kişi de “Turbolamak” ifadesini kullanabilir. Bu nedenle genellikle otomobil ile çok alakası olmayan kişilerden duyduğumuz bir ifade olarak öne çıkıyor.
Şimdi ise ülkemizde Turbo’nun etkili hissi nedeniyle kullanılan bazı adları görelim;
Turbo – Sakız
1990’lı yılların otomobil modelleri ne kadar ünlüyse o dönem otomobillere hayranlık duyan çocuk ve gençler arasında Turbo marka sakız da o kadar ünlüdür. Diğer sakızlardan daha uzun, dolgun ve karışık meyveli olan bu sakız dönemin çocuklarını araba hastası haline getirmiştir bile denilebilir. İçinden çıkan kağıtta güçlü ve spor otomobillerin fotoğraf ve bilgileri bulunuyordu. Birçok kişi bu kağıtlardan onlarcasını toplayarak tomar haline getirirdi ve araçları kağıt üstünde yarıştırırlardı. Turbo sakız furyası o kadar iyi tutmuştu ki sakızı sırf araba kağıdı için alıp sakızın kendisini buzdolabında bekleten çocuklar bile vardı. Ayrıca elinde aynı araçtan birden fazla olanlar arkadaşları ile farklı araçlar için takasa girerlerdi.
Turbo – Yarış Atı
Turbo ismi neye denilirse denilsin genellikle hızı ve gücü çağrıştırıyor. Bu nedenle bir yarış atının da isminin turbo olmasına hiçbir sakınca bulunmuyor. Turbo isimli bu at Türkiye At Yarışı tarihine ismini altın harflerle yazdırdığı gibi uluslararası arenada da birçok bileni ve hayranı bulunuyor. Mükemmel görünümü ve kalçasında kalp şeklindeki beyaz lekesiyle de adeta farklı olduğunu belli ediyordu. 2009 yılında dünyanın en iyi Arap atı seçilen Turbo, kazandığı sayısız yarış ve elde ettiği rekorlar ile herkesi büyülemişti. Bir diğer efsane yarış atı Kafkas ile girdiği mücadele de nefesleri kesmişti. 2008-2010 yılları arasında katıldığı 31 yarıştan 27’sini birincilikle bitiren Turbo son yarışında sakatlanarak damızlık olarak kullanılmaya başlanmıştır.
Turbo motorlarda intercooler ne işe yarar?
Turbo – Sütlaç
Bir tatlı için oldukça sıra dışı bir isim olsa da memleketimizin en yeşil yerlerinden birisi olan Rize’den bu isimle ününü tüm Türkiye’ye duyurmuştur. Fırın sütlacın üstüne tel kadayıf ve üstüne bolca fındık koyularak servis edilen bu çift tatlı adeta çift turbonun motora yaptığı etkiye benzer şekilde bir insana etki edebilecek kapasiteye ve enerjiye sahip gibi görünüyor. Bu nedenle de bu ilginç karışıma Turbo ismi gerçekten de yakışmış diyebiliriz. Yapılması da oldukça kolay olan Turbo sütlacı herkesin denemesini tavsiye ederiz.