Çift kavramalı şanzıman ilk olarak bir seri üretim otomobilde 2003 yılında VW Golf R32 modelinde kullanılmaya başlanmıştı. 6 ileri olan bu şanzıman sayesinde pürüzsüz ve çok hızlı vites geçişleri elde edilmişti ve aradan geçen 13 yılda hem 6 ileri hem de 7 ileri çift kavramalı şanzımanlar artık neredeyse tüm markaların farklı modellerinde yaygın bir şekilde tercih ediliyor. Yeni gelişmeler gösteriyor ki yakın bir gelecekte sistemin bazı önemli eksiklerinin ve zayıf taraflarının giderilmesiyle tork konvertörlü geleneksel tip otomatik şanzımanların bile yerini alabilecek gibi görünüyorlar.
Diğer taraftan tork konvertörlü tipte olsalar da 9 ileri ve 10 ileri otomatik şanzımanlar yakın bir zaman önce kullanılmaya başlanmıştı. Alman ZF markası 9 ileri otomatik şanzımanları önden çekişli araçlar için üretiyor ve bu şanzıman halen Honda CRV modelinde başarılı bir şekilde kullanılıyor. Ford ve GM ise ortak tasarladıkları arkadan çekişli araçlar için tasarlanan 10 ileri otomatik şanzımanı Chevrolet Camaro ZL1 modelinde kullanmaya başladı. Ayrıca Ford’un büyük boy pikap modeli F-150 modelinde de 10 ileri şanzıman kullanılacak. Bu arada Ford’un F150 Raptor modelinde kullanılmak üzere 11 ileri tork konvertörlü bir şanzıman üzerinde çalıştığı da bilinen bir gerçek. Mercedes’in ise yeni E Serisi ile ve Range Rover’ın da makyajlı Evoque modeli ile beraber 9 ileri tork konvertörlü otomatik şanzımanları kullanmaya başladığını belirtmeden geçmeyelim.
Çift kavramalı veya tork konvertörlü olsun bir yandan teknolojisi gelişen bir yandan da vites sayısı artan otomatik şanzımanlar bu sayede motorun torkunu tekerleklere daha iyi aktararak hem performansın artmasını hem de yakıt tüketimin düşmesini sağlıyorlar. Ayrıca daha pürüzsüz ve sessiz bir sürüş ile de konfora büyük katkıda bulunuyorlar. Bu nedenle de geliştirilmeleri çok önemli ve en az motor teknolojisi kadar önem arz ediyorlar.
Honda ise son zamanlarda motor ve aktarma teknolojilerinde büyük atılımlar gerçekleştirdi. Hybrid bir güç sistemine sahip Honda NSX geçtiğimiz yıl tanıtıldı ve efsane Honda S2000 modelinin yerine gelmesi muhtemel olan yine Hybrid güç sistemine sahip ZSX modeli için de isim başvurusu yapıldı. Tüm bunların yanında marka bir de yakıt tüketimine büyük katkı sağlayacak olan değişken motor hacmi teknolojisi için yakın bir zaman önce patent başvurusunda bulundu.
Yeni teknolojileri geliştirmek için büyük bir heves içerisinde bulunan Honda şimdi de çok özel bir çok debriyajlı ve çok vitesli şanzıman için patent başvurusunda bulundu. Çift kavramalı otomatik şanzımanın (DSG-DCT) daha geliştirilmiş bir versiyonu olan bu prototipte 3 kavrama ve 11 ileri vites bulunuyor. Prototip şanzıman sisteminde 2 yerine 3 kavrama kullanılmasının amacı ise çift kavramalı şanzımanlarda şikayet konularından birisi olan vites değişimlerindeki tork kaybını azaltmak olduğu belirtiliyor. Bu sayede motorun torku tekerleklere daha az kayıpla iletilebilecek.
DSG – DCT şanzıman kullanırken nelere dikkat etmek gerekir?
![]() |
DSG-DCT şanzıman |
Günümüzde 6 ve 7 ileri olarak bulunan çift kavramalı şanzımanların aksine 11 ileri gibi abartı bir vites sayısının amacı ise motorun daha yüksek hızlara çıkmasına gerek kalmadan hareketini tekerleklere en seri bir şekilde iletebilmek olarak görünüyor. Motorun çok yüksek devir çevirmesine gerek kalmadan daha yüksek hızların mümkün olması ise hem yakıt tüketiminin düşmesine büyük fayda sağlayacak hem de araç içerisindeki ses düzeyinin azalması sayesinde konfora büyük katkıda bulunacak.
Honda’nın yaptığı bu patent başvurusu şu anda patent sisteminde görülmüyor ve büyük bir ihtimalle revizyon için kaldırılmış ancak hayata geçirilmesi durumunda özellikle düşük hacme sahip motorların gücünü ve torkunu tekerleklere daha az kayıp ile aktarmasını sağlayacak gibi görünüyor. Honda’nın yeni tasarladığı ve yeni Civic modelinde kullanacağı 1.0lt 3 silindirli 130ps güce ve 200nm torka sahip motor ile 11 ileri 3 kavramalı bu şanzıman çok iyi bir ikili olabilir diye düşünüyoruz. Tork kaybını azaltan 3 kavramalı şanzıman motor gücünü de tekerleklere daha iyi ileterek performansı arttırmanın yanında tüketimi de düşürerek çalışma verimine büyük bir katkıda bulunabilir. Bu modelde kullanılmasının ardından da ürün gamında bulunan farklı motora sahip modellerde rahatlıkla kullanılabilir diye düşünüyoruz.